14 Mayıs 2010 Cuma

O DEĞİLDE...

"O değilde" ne?
Nasıl bir alışkanlıktır bu ya:))

İlk kez tanıştığım huyunu suyunu da pek bilmediğim için tanışma öncesi gerginliği yüksek derecelerde yaşadığım akrabamız bir iş için mükemmel şehrimize teşrif ettiler ve tabi misafirimizi ağırlamamak bize yakışmazdı..

Bu sebeple hazırlıklar yapıldı, "nasıl rahat eder, neyi sever ki?" diyalogları evimizde bir süre yoğunlukla konuşuldu veeee işte o büyük gün geldi??

Siz hiç kendi evinizde yabancı hissettiniz mi?
Mesela bir misafir gelir ve evinizde o kadar rahattır, size dair özel şeyleri öyle rahat sorar araştırır, eleştirir ki bünyenizde şu durum hasıl olur: "E ben çıkayım bari?":))) Bir zaman sonra "şeyy banyo ne taraftaydı acaba?" sorusunu sorarken bulursunuz hani kendinizi...

Velhasıl, ilk günü atlattığımızda "neyse en azından faturalarımızın ne kadar geldiğini sormadı" diye şükrederken buldum kendimi; çünkü o gün:
"Ne kadar kiranız bakiyim?"
"Aidat kaç, neyle ısınıyosunuz, ısınıyor musunuz?"
"Duvarlar kireç mi:)) Filli boya mı dyo mu?"
"Kaç m kare evler, ne kadara gidiyo burda?"
"Apartman görevlisi hangi hizmetleri veriyor?"
Yani en son olay görevlinin bile maaşına dayanmıştı ki "yorgunsundur hadi yatakları açalım" dedirtti bize:))

2. gün sıra gerçekten elektrik faturalarımıza geldi:)) Suya, telefona geçmedik daha ama ayrılırken gelir gider tablosu ve ayrıca yatırım önerileri raporu beklemeye başlamıştık gergin bir şekilde.

Bütün bu sorgulamaların -ki buna taciz de denebilirdi- yanında normal sohbet etme çabalarımız olmadı değil:) Bunlar çok genel konular oldu tabi. Aralarında başka birini konuşurken duyduğunuzda içinizi bunaltacak konular vardı, mesela: "Ya abi Türkler yabancılardan zeki çevik amma adamlar yapıyo işte, neden Türkler her işi yaparım diyo yabancılar uzmanlaşıyo.. Yoksa biz mükemmel bir ırkız...:)" boyutunda konuşmalar yapıldı.

Ama sorun şuydu ki her ne derseniz deyin tam tersini ya da alakasız olanının düşünüyordu :)
-Güzel bir yerde yaşıyosunuz. diye iltafat edin mesela,
-Ya o değilde yerlisi daha rahat orda. diye bir karşılık...

-İyi işe girmişsin hayırlı olsun.
-Ya o değilde haksızlık ortamı çok orda.

-Biz bu diziyi izliyoruz bak.
-Ya o değilde ne buluyo insanlar bu televizyonda, sesini açsana biraz.

-Mühendisler daha bilgili bizlerden tabi diyor.
-E tabi...
-Ya o değilde onlarda iş bulamıyor işte.

Yoruldum:))

11 Mayıs 2010 Salı

PİKLİK-FD9

Haftasonu bir piknik yapalım da gözümüz gönlümüz açılsın dedik.
Bütün aile toplandık, piknik geleneklerini yerine getirmeyeceğimize dair sözler verip yeminler ettik. Aramızda gözleri dolan geleneklerimizden kopamayacağını ancak zamanının geldiğini belirtenler oldu sakinleştirdik..

Maddeler halinde tekrar ettik:
1-kimse gazetenin üstünde çitlemek hayaliyle çekirdek getirmeyecek
2-karpuzu soğusun diye dereye bırakmayı teklif etmeyecek
3-beyaz çorap üzerine tuvalet terliği benzeri terlikler giyip gelinmeyecek
4-erkekler kotlarının paçalarını sebepsizce kıvırmayacak
5-kimse çocuklarına yan masadan isteyiver teklifinde bulunmayacak
6-piknik masası kapmak için kimseyle kavga edilmeyecek
7-küçük gövdeli ağaçlara salıncak kurulmaya çalışılmayacak
8-kürdan yerine doğadan edinilmiş çer-çöp kullanılmayacak

Bütün kuralları zorlukla ve oy birliğiyle kabul ettik.
Yola çıkmaya ve çok güzel, kaliteli, modern :) bir gün geçirmeye hazırdık. Ancak dede hala hazırlanamamıştı. Bir süre kapıda bekledik...

Geldi! ::::

30 yıllık eskimiş gömleği göğsünden sona kalan 3 göğüs kılı fışkırmak suretiyle göbeğine kadar açık, içinde terleyip gömleğini çıkardığında gözükmesinden gurur duyacağı atleti:)) dizleri çıkmış ve göbeğinin üstüne kadar çektiği ("heşofmanım" olarak tanımladığı) pijaması beyaz çorapları ve arkasına bastığı siyah klasik ayakkabıları...

Ve Dede:holeeey pikliğe gidiyoruuuuuz
diye bir çocuk mutluluğu sergilediğinden onu kurallardan muaf tutmak zorunda kaldık...

10 Mayıs 2010 Pazartesi

NEHİR

"Çocuğu olan herkes, o hastalandığında dünyanın nasıl durduğunu bilir. Bildiğimizi gösterelim.
Bir anne-babanın, çocuklarını hayatta tutma çabasında onlara destek olalım.
Hastane masraflarının ödenmesine katkıda bulunalım.
Lütfen dualarımızda Nehir'e acil şifa dilemeyi unutmayalım.
Başka ne yapabilirim? diyorsanız, Nehir için Nurturia'da açılan gruba uğrayın."

Bu yazıyı Annecafe'den aldım. Ne yazılır bilemedim.
Bende buradan duyurmak istedim.

1 Mayıs 2010 Cumartesi

MICHELIN